Haber

Avusturya’da aşırı sağcı FPÖ’ye oy veren Türkler var mı?

Avusturya’da aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi’nin (FPÖ) Pazar günkü seçimlerde oyların yüzde 29’unu alarak sandıktan birinci çıkması tedirginlik yarattı. İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda Nazi Almanyasından bağımsızlığını ilan eden Avusturya Cumhuriyeti’nde ilk kez aşırı sağcı FPÖ, bir seçimi kazandı.

Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander van der Bellen, seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından hükümet kurma sürecinde hukuk devleti, insan hakları, azınlık hakları ve güçler ayrılığı ilkesine saygı gibi ilkelere saygı duyulmasına önem atfedeceğini söyledi.

Avusturya’da Cumhurbaşkanı, hükümeti kurma yetkisini istediği partiye verebiliyor. Dolayısıyla van der Bellen’in, FPÖ’nün bu ilkelere saygı duymadığı argümanından hareketle partiyi es geçme ihtimali, düşük de olsa, bulunuyor.

FPÖ lideri Herbert Kickl da seçmenlerin tercihi doğrultusunda görevin kendilerine verilmesi gerektiğini savunuyor.

Aşırı sağı seçim zaferine taşıyan Kickl, sık sık Nazi söylemlerini kullanmasıyla tanınan bir isim. Eski İçişleri Bakanı Kickl, 2018 yılında yaptığı bir açıklamada, Avusturya’ya gelen sığınmacıların, Nazilerin toplama kamplarını anımsatan bir biçimde “tek bir yerde toplanması” gerektiğini dahi söylemişti.

Kickl’ın başbakanlığı üstlendiği bir koalisyon kurmayı başarmasına pek ihtimal verilmese de seçim kampanyasını göçmen karşıtı bir tutum üzerine kuran bir ismin sandıktan zaferle çıkması, Avusturya’daki Türkler de dahil olmak üzere göçmen kökenlilerin önemli bir kısmını endişelendiriyor.


Seçim akşamı Viyana’da düzenlenen FPÖ karşıtı bir protesto gösterisinde, üzerinde “Naziler parlamentodan dışarı” sloganının yazılı olduğu bir pankart da taşındıFotoğraf: Leonhard Foeger/REUTERS

“FPÖ’nün başarısı geleceğimi riske atıyor”

Avusturya’nın başkenti Viyana’da 16 yıldır yaşayan ve Viyana Teknik Üniversitesi’nde çalışan bilgisayar mühendisi Melis Gürpınar, aşırı sağın yükselişi karşısında tedirgin olduğunu söylüyor.

DW Türkçe’ye konuşan Gürpınar, “Sonuçtan endişe duymamak mümkün değil çünkü aşırı sağcıların göçmenlere karşı tutumları Avusturya’daki geleceğimi riske atıyor” diyor. Kendi isteği üzerine adını değiştirdiğimiz Gürpınar sözlerini şöyle sürdürüyor:

“FPÖ’nün kararları ve halk üzerindeki etkileri, Avusturya’daki geleceğimi kesinlikle etkileyecek. Şu anki planım burada kalmayı sürdürmek ancak Avusturya’daki yaşamı göçmenler için ne kadar tahammül edilebilir tutacaklarından şüpheliyim. Eğer katlanılacak gibi olmazsa tabii ki başka bir ülkede yaşamımı sürdürürüm.”

Gürpınar gibi Avusturya’ya üniversite eğitimi için gidip orada bir hayat kuran mimar Atahan Ünal da sonuç endişe verici olmasına rağmen “Avusturya’nın istikrarına güvendiğini” söylüyor. “Genel olarak çevremde biraz endişe ve korku var” diyen Ünal, “Önümüzdeki süreçte bu eğilim artarsa kesinlikle Avusturya’yı terk etme planım var” diye konuşuyor.

FPÖ’ye oy veren Türkler de var

Gürpınar, FPÖ’nün seçim başarısını, bulundukları vaatlerden çok “şu anki hükümeti yönetenlerin halkın istediklerini yapmaması” ile açıklarken Ünal, göçmen kökenliler arasında ülkenin mevcut göç politikasından rahatsız oldukları için FPÖ’ye oy verenler olduğuna dikkat çekiyor.

Bu bilgiyi, Avusturya Türk Kültür Cemiyeti (TKG) de teyit ediyor. Avusturya’daki bazı Türkiye kökenliler arasında genel “bir tedirginlik tespit edemediklerini” kaydeden TKG Başkanı Birol Kılıç, FPÖ’ye oy veren Türk kökenlilerin mevcut olduğunu ifade ediyor.

Seçim sonuçlarını DW Türkçe’ye değerlendiren Kılıç, “Viyana başta olmak üzere FPÖ son zamanlarda ve bugün Türkiye göçmenleri açısından korkulacak ve endişelenecek bir parti olmaktan çıkmışa benziyor” diye konuşuyor:

“Türkiye kökenli göçmenler FPÖ’den endişelenmekten vazgeçti. Türkiye kökenlilerin çoğunun bu seçimlerde oylarını diğer partileri protesto etmek için FPÖ’ye verdiğini duyduk ve duyuyoruz.”

FPÖ’nün seçim kampanyasında kendisini destekleyen bazı Türkiye kökenlilere yer verdiğini kaydeden Kılıç, “Kickl, Türk kelimesini artık negatif bir anlam içinde kullanmadığı gibi, iki kere Türk asıllı Avusturya vatandaşları (partinin yayın organı) FPÖ TV’de yayına çıkardı. Onları konuşturarak, düzensiz göç karşısında yaşadıkları sıkıntılarının yanı sıra FPÖ’ye neden oy verdiklerini ve neden Avusturya Sosyal Demokrat Partisi’ne (SPÖ) oy vermeyeceklerini söyletti” ifadeleriyle gözlemlerini aktarıyor.


Avusturya Türk Kültür Cemiyeti Başkanı Birol Kılıç, Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander van der Bellen ile katıldığı bir etkinlikteFotoğraf: TKG

Bir arada yaşam “kötüleşiyor”

Avusturya’da 2024 yılı itibarıyla Türkiye’de doğmuş olan 165 bin 319 kişi yaşıyor. Bunlardan 124 bin 68’i Türk vatandaşlığına sahip. Çeşitli tahminlere göre, ülkede Türkiye kökenli toplam yaklaşık 300 bin kişinin yaşadığı belirtiliyor. Bu 2002 yılındaki verilerle karşılaştırıldığında Avusturya’da yaşayan Türkiye doğumluların sayısının yaklaşık yüzde 30 arttığı görülüyor. Türkiye kökenliler, Almanya ve Sırbistan kökenlilerin ardından Avusturya’da yaşayan üçüncü en büyük göçmen grubu olarak sıralanıyor. Avusturya İstatistik Dairesi’nin 2023 verilerine göre, yaklaşık 9 milyonluk nüfusu olan Avusturya’da yaklaşık 2 milyon 450 bin göçmen kökenli yaşıyor.

Avusturya hükümeti tarafından Temmuz ayında açıklanan bir uyum raporuna göre, Avusturya’da sığınma başvurusunda bulunanların sayısı son yıllarda düşüş göstermiş olsa da ülkeye göç edenlerin sayısı ise arttı.

Raporda, Avusturya’da doğan kişiler ile ülkeye sonradan gelen göçmenlerin bir arada yaşamına ilişkin bir anketin sonuçlarına da yer veriliyor. Buna göre, 2023 yılında Avusturya’da doğanların yüzde 23,2’si bir arada yaşamı iyi bulduğunu beyan ederken yüzde 40,4’lük kesim ise kötü bulduğunu söyledi. Bu, 2022 yılında elde edilen sonuçlarla kıyasla bir kötüleşme yaşandığını gösteriyor. 2022 yılında aynı soruya “iyi” yanıtını verenlerin oranı yüzde 34,4 iken, “kötü” yanıtını verenler ise yüzde 25,1 idi.

Öte yandan 2030’lu yılların ortasından itibaren ölümlerin doğumlardan daha fazla olacağından hareketle, Avusturya nüfusunun giderek azalacağını öngören rapor, ülkenin aynı Almanya’da olduğu gibi kalifiye iş gücüne ihtiyaç duyduğuna dikkat çekiyor.


2015’in sonunda patlak veren mülteci krizinin etkileri bugün Avusturya’nın da aralarında bulunduğu birçok Avrupa ülkesinde sürüyor. 16 Şubat 2016’da çekilen fotoğrafta, Slovenya’nın Sentilj köyünden Avusturya’nın Spielfeld kentine geçmek üzere olan sığınmacılar görülüyorFotoğraf: Reuters/L. Foeger

“Yabancı öğrenciler Avusturya’ya gelmek istemeyebilir”

Söz konusu iş gücü açığını kısmen kapayabilecek grupların birini, üniversite eğitimi için Avusturya’ya gidip orada iş bulup kalanlar oluşturuyor. Yıllardır çeşitli üniversitelerde uluslararası programların koordinasyonunu yapan Leopold Kögler-Vencour, bugün St. Pölten Üniversitesi’nin idari bölümünde uluslararası ilişkilerden sorumlu. İşi kapsamında yabancı öğrencilerin Avusturya’da yaptığı değişim programlarıyla da ilgilenen Kögler-Vencour, FPÖ’nün yer aldığı bir hükümet kurulduğu takdirde, bunun Avusturya’daki yüksek öğrenim kurumlarının uluslararası itibarını zedeleyeceğini düşünüyor.

Kögler-Vencour, “Özellikle de Avrupa dışından gelen uluslararası öğrenciler ve araştırmacılar üzerinde olumsuz etkisi olacak. Örneğin öğrenci vizesi ve oturma izni konusunda sorunlar yaşanacak. Aynı şekilde, en az iki farklı ülkeden üniversitelerin iş birliği ile organize edilen ortak programların geliştirilmesi de çok zorlaşacak” diyor. Kögler-Vencour, “Avusturya’da üniversite eğitimi, çekiciliğini kaybedebilir. Ama belki de bu tam olarak FPÖ’nün istediği şeydir” diyor.

Mesleği itibarıyla tarihçi olan Kögler-Vencour, seçim sonucundan kendisinin de endişeli olduğunu da ifade ederken yaşadığı hayal kırıklığını şu sözlerle açıklıyor:

“Belki de geride bıraktığımız onlarca yılda, özellikle de genç insanlara, Avrupa değerleri ve işlevsel bir demokrasinin toplumsal önemi ve anlamı hakkında çok az şey anlatıldı.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu