Filistinli bakan: Gazze Şeridi’nde iletişimin kesilmesi insanlık suçudur
SputnikFilistin İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Sadr, Gazze Şeridi’nde tüm iletişimi ve interneti keserek insani hizmetlerin çalışmalarını tehdit eden İsrail’in, halkın sesini susturmak ve yaptığı kötülükleri örtbas etmek istediğinin altını çizdi. Gazze Şeridi’nde işlendi.
Gazze’de internet, cep telefonu ve sabit hatlı telefonlarla iletişimin İsrail tarafından tamamen kesildiğini hatırlatan Filistinli bakan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
İshak Sadr, Gazze Şeridi’nde iletişim ve internet hizmetlerinin kapatılması sürecinin işgalci devlet tarafından kasıtlı ve manuel olarak yürütüldüğüne dikkat çekerek, İsrail’in uluslararası kurumların kontrollerine rağmen bu hizmetleri yeniden etkinleştirmeyi reddettiğinin doğrulandığını kaydetti.
Saldırının durdurulması için İsrail’e daha fazla baskı yapılması gerektiğinin altını çizen Sadr, şöyle konuştu: İsrail sanki frenleri yokmuş, insanların öldürülmesini ve yok edilmesini durdurabilecek kırmızı çizgileri yokmuş gibi davranıyor“dedi.
Mısır iletişim konusunda yardım sözü verdi
Filistinli bakan ayrıca ülkesinin Mısır’la olan iş birliğinin bağlantı ve internet krizini çözmeye devam ettiğini belirterek, şöyle konuştu: ” Mısır Arap Cumhuriyeti İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Amra Talaat’tan , Mısır telekomünikasyon ağlarının yayınlarını Filistin sınırına taşımaları ve en azından bazı sınır bölgelerindeki Filistin vatandaşlarının Mısır altyapısı üzerinden iletişim hizmetlerine erişmeleri için resmi bir talepte bulundum. Mısırlı mevkidaşı bu konu üzerinde çalışacağına söz verdi“dedi.
Sadr, Sputnik’e yaptığı açıklamada, bölgeye ulaşması beklenen Starlink uydu sistemleri üzerinden haberleşme hizmetlerine ilişkin müzakereleri de değerlendirdi ve açıklamasını şu şekilde tamamladı:
“Bu hizmetleri (Starlink) alabilmemiz için Gazze Şeridi’ne özel yer ekipmanlarının yerleştirilmesi gerekiyor. Bu ekipmanların bir kısmının oluşturularak Gazze Şeridi’ne ulaştırılması için Mısır tarafı ve uluslararası kuruluşlarla uyum sürecini başlattık. Ancak şirket, tüm çabalarımıza rağmen bu ekipmanların tamamını bize sağlamayacağını, yalnızca tanınmış uluslararası insani yardım kuruluşlarına devredebileceğini söyledi. Ayrıca Filistinli insani yardım kuruluşlarına teslim edilmesini de talep ettik. Kendi topraklarımızda dimdik duracağız, bir adım bile geri adım atmayacağız. Burası bizim vatanımız, burası bizim topraklarımız. “Uluslararası hukukun uygulanmasını ve Filistinli mültecilerin topraklarına ve evlerine dönüşleriyle 1967’de olduğu gibi tam egemenliğe sahip bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını talep ediyoruz.”