Milli Yol Partisi Hayat Pahasına Karşı “Durmuş Adam Eylemi” Yaptı: “İktidara Çağırıyoruz, Fiyat Artışlarını Derhal Durdurun”
Milli Yol Partisi üyeleri, zamlara ve hayat pahalılığına karşı bugün Ankara Ulus’ta ‘duran adam eylemi’ gerçekleştirdi. Milli Yol Partisi Ankara İl Başkanı Celal Söylemez, hükümetin zamları ve ekonomiPolitikalarını eleştirerek, “Ekonomik kriz hayatı çekilmez hale getirdi. Burada hükümete sesleniyoruz. Zamları derhal durdurun” dedi.
Milli Yol Partisi üyeleri bugün Ankara Ulus’ta Atatürk Heykeli önünde meydana gelerek zamlara ve hayat pahalılığına karşı ‘durdurma eylemi’ yaptı.
“Nüfusun yüzde 70’i RESMİ AÇIKLANAN FUNGER SINIRININ altında yaşıyor”
Eylemde konuşan Milli Yol Partisi Ankara İl Başkanı Celal Söylemez şunları söyledi:
“Türkiye’de iktidara gelen bütün yönetimler, halkın refahını artırma ve kalkınma vaadleriyle iktidara geldiler. Bugünkü iktidar da yıllardır aynı vaatlerle ülkeyi yönetiyor. Ama gelinen noktada millet fakirleştirildi. Bugün ülkede yüzde yüzün üzerinde enflasyon var, nüfusun yüzde 70’i resmen aç ilan edildi, sonun altında yaşıyor.
Ülkede 20 milyon insan işsiz. Bu sayı birçok Avrupa ülkesinin nüfusundan fazladır. Çalışanlarımızın yüzde 70’i asgari ücretle çalışıyor, geri kalanların çoğu belki bir iki tık yukarıda. Milyonlarca emekli 7-8 bin TL ile kaderine terk edildi. Hani bizi çok kıskanan Almanya; 1000 Euro’nun altında emekli maaşı yoktur. Bizde emekli maaşı 250 Euro. Alman emekli Türkiye’ye gelip haftalarca tatil yaparken bizim emeklilerimizin hastaneye gidebilmek için paraya ihtiyacı var. Asgari ücretin altında emekli maaşı verilmemeli. Peki asgari ücret ne kadar ve ne için yeterli?
“İNSANLAR KAFASINI KOYACAK EVİ BULAMIYOR”
Asgari ücret 11 bin 400 TL. En ücra il ve ilçelerimizde bile 8-10 bin TL’nin altında kiralık konut yok. Geçmişte 10-15 yıl çalıştıktan sonra ev almayı planlayan insanlar bugün kiralık konut bulamıyor. Sadece 4 kişilik bir ailenin yemek masrafından bahseden açlık sınırı 11 bin TL’yi geçti. Bu insanlar nasıl yaşayacak, nasıl yaşayacak diye soran var mı? Ücretin altı ayda bir artırılması çözüm sağlar mı? Ücretler her altı ayda bir artıyor, her gün artıyor. Verdiğiniz zamlar halkın cebine ulaşmadan buharlaşıyor. Bu kısır döngü, bu kısır döngü çözüm değil.
“Altı ay sonra uyansak her şey düzelir” DİYEN TOPLUMA MAVAL OKUYANLAR NEREDE?
Çocuklarının cebine üç beş kuruş koyamayan anne babalar, çocuklarının yüzüne bakamaz hale geldi. Meyve ve sebzeler artık mutfaklara ağırlıkla değil tahıl olarak giriyor. 2005’te 20 somun aldığımız ekmeği bugün 5 liraya alamıyoruz. Bugün 3 litre benzin aldığımız 10 lirayla yarım litre alamıyoruz. 5 kilo çay aldığımız 50 lirayla bugün 1 kilo alamıyoruz. Bugün 10 litre zeytinyağı aldığımızı 100 liraya 1 litre alamıyoruz. Bugün 10 kilo et aldığımız 200 lirayla 1 kilo alamıyoruz. Ailelerde huzur yok. Toplumda huzur yok. ‘Uyusak, altı ay sonra kalksak her şey düzelecek’ diye topluma ağıt yakanlar nerede?
“YOKSULLUK BİR GÜVENLİK SORUNUDUR”
Toplumun sosyal güvencesi olan orta direk ortadan kalktı. Zenginle fakir arasındaki uçurum hiç olmadığı kadar açıldı. Artık bir avuç güçlü ve on milyonlarca fakir var. İstikrar için hayali hedefler vaat eden, milletten oy alan 22 yıllık iktidar; Halkı adalette, refahta, gelir dağılımında, bollukta, merhamette, prestijde değil, yoksullukta bir tuttu. Milletten kopuk beceriksiz muhalefet ise kendi esrarengiz oyunlarıyla meşgul. İnsanlar bırakın yıllar sonra bile geleceklerini göremediler. Böyle bir toplumda huzur ve güven olur mu? İnsanlar endişe ile yatıp korku ile uyanırlar.
Fiyat artışları ve artan yoksulluk ülkemiz ve milletimiz için en değerli güvenlik sorunu haline gelmiştir. Her geçen gün artan yağmurların toplumsal huzur ve sükûnumuzu alt üst ettiğini görmüyor musunuz? Halkın ve toplumun güvenliğine yönelik asıl tehdit burada bizim sesimizi yükseltmemiz değil, sizin yükseltmenizdir. Milleti aç ve fakir bırakmak en büyük güvenlik sorunudur.
“ZAMAN KADER DEĞİLDİR”
Zamlar kader değildir. Yoksulluk ‘nasıl’ değildir. Zamlara dur demesi gereken hükümet, vergileri ikiye katlayarak, doğalgazı üçe katlayarak, ÖTV’yi keyfi olarak artırarak, enerji fiyatlarını sürekli yükselterek her şeyin artmasına neden oluyor. Cumhuriyet tarihinin neredeyse dörtte biri boyunca ülkeyi yöneten bir iktidarın millete zam yapmaktan başka tahlilinin olmaması büyük bir musibettir.
“TÜRKİYE YARDIMCI OLMUYOR”
86 milyonluk bir ülke böyle bir kısır döngüye mahkum edilemez. Problem analizsiz değildir. Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir. Türkiye, dünyanın en geniş ve en verimli tarım alanlarına sahip ülkesidir. Böyle bir ülkede yaz ortasında 30-40 liraya domates, biber, patlıcan alınamıyor. Türkiye genç ve dinamik bir nüfusa sahip bir ülkedir. Türkiye su zengini bir ülkedir. Türkiye çok değerli doğal kaynaklara sahip bir ülkedir. Türkiye sanayileşmede önemli kırılmalar yaşamış bir ülkedir. Böyle bir ülke çaresiz kalır mı? Tabii ki değil. Bugün içinde bulunduğumuz ikilem milletin suçu değil. Akıllı yönetimlerin işidir.
“ZAMANLARI HEMEN DURDURUN”
Milli Yol Partisi olarak ülkemizin tüm illerinde sokaklarda milletimizle birlikte zamlara karşı sessiz bir duruş hareketi yürütüyoruz. Kamu düzenini bozacak, devlete ve millete zarar verecek bir eylem değil, bilakis milletin huzuru, güvenliği, esenliği ve geleceği için; Millete ümit ve güven verme, bolluk ve bereketin yolunu açma çabasıdır. Bir yıldır parti genel merkezimizden ve teşkilatlarımızdan sesleniyoruz, duymadınız. Şimdi milletimizle el ele, şehir meydanlarından sesleniyoruz: Artış ve yoksulluk talih değildir.
Zam üzerine zam yapılmasına itiraz ediyoruz. Adaletsizliğe, beceriksizliğe ve adam kayırmaya itiraz ediyoruz. Kendi kendini zenginleştiren, milleti aç ve susuz bırakan sisteme karşı çıkıyoruz. Artık yeter. Artışları hemen durdurun. O halde kişinin kendi uydurduğu sözde ekonomik modeller yerine akıl, bilim ve ülke gerçeklerine göre önemli ekonomik adımlar atın. Türkiye, tarımdan hayvancılığa, sanayiden ticarete planlı üretim ekonomisine geçmelidir.